EVET HERKESE MERHABA BUGÜNKİ KONUMUZ BAŞLIKTAN DA
ANLAŞILACAĞI GİBİ MARSA BİR ÜS KURMALI MIYIZ? KURMAK GERÇEKTEN DE MANTIKLI BİR
FİKİR Mİ?
Mars aslında soğuk Toprağın zehirli ve nefes almanın
imkansız olduğu radyoaktif bir çöl. Ve bu yüzden Marsta çalışmak inanılmaz
derecede zorlayıcı ve stresli bir iş olacaktır. Ama tabii dünyada bu işi yapmak
isteyen binlerce gönüllü insan olacaktır ve bunu yapabilmelerini sağlayacak
teknolojiye de günümüzde sahibiz desek yeridir.
Öncelikle Marsta yaşamak için ilk problemimiz Marsta bir
koloni için çok çok iyi bir düzlem bulmak, bunları keşfedebilecek uzay araçlarını
tasarlayabilmek, bu araçların kaynaklarını ve ekipmanlarını taşıyabilmek
Hadi diyelim bunları başardık ve Marsa indik. İşte o zaman
da en büyük zorluğumuz enerji olacak çünkü Marsta enerji yaratmak gerçekten güç
bir eylem çünkü güneşe olan uzaklığı nedeniyle dünyadakinin sadece %40'ı
kadar enerji üretebiliyoruz - Kİ BU DA İYİ BİR İHTİMAL DAHİLİNDE - . Eğer ki
Marsta çıkan devasa toz fırtınalarını hesaba katacak olursak bu değer baya
düşecektir ki bu da güneş enerjisinin tek başına pek bir işe yaramayacağını bize
söylüyor.
Rüzgar enerjisi ve diğer alternatifler ise marsta neredeyse
yok diyeceğimiz bir atmosfer olduğu için bu yollarla enerji üretmek imkansız
gibi
Yani bu durumda tek seçeneğimiz nükleer enerji ama burada da bir sorunla karşılaşıyoruz. Kuracağımız nükleer reaktörler için gereken radyoaktif elementler dünyadan gelmeli çünkü marsta bizim kolaylıkla erişebileceğimiz radyoaktif elementler yok denecek kadar az. Bu dediklerimi yapabilsek bile sadece birkaç yıl boyunca bizim ‘’muhteşem kolonimize’’ enerji sağlayabiliriz.
Geldik yine bir diğer soruna bu sorun ise Mars atmosferi
dünyanın sadece yüzde biri ve bu atmosferin çok ama çok büyük bir kısmı
karbondioksitten oluşuyor.
Ve haliyle marsın atmosferi çok dayanıksız ve geniş bir
manyetik alanı da olmadığı için güneşten ve uzaydan gelen radyasyonun çoğunu
yeryüzüne ulaştıracaktır. Ve Mars yüzeyinde bulunan bir astronot dünyadaki bir
insana kıyasla yaklaşık olarak 51 kat radyasyona maruz kalacak bu radyasyondan
korunmak için ise tam korunaklı bir şey tasarlamamız gerekiyor ki bu da çok zor
ve sonuçta dışarı çıkıp pek iş yapamayacağız. Bu yüzden işimizi robotlar ve
dronlar ile yürütmek zorundayız ama yine bir sorunla karşılaşacağız ve o
sorun da
MARS TOZLARI:
Mars tozları ise dünyadakinden çok daha ince oldukları
için elektronik parçaların ve mekanik şeylerin içine rahatlıkla kaçıp onu
bozabilir ve görevimiz başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bunları da bir şekilde
hallettiğimizi varsayarsak bile astronotlarımızı besleyecek yeterli kaynağı
bulmak çok zor. Bunların başında çözüm olarak bitki yetiştirmek geliyor fakat
bu iş öyle olmuyor. Bir şeyleri ekmemiz için Mars toprağını arındırmamız
gerekiyor ki bu da çok zor ve çok pahalı olacaktır. Ama aslında bunun için bir
çözümümüz var o da akuaponik tarım yani balıkları ve bitkileri bir arada
yetiştirmek için topraksız tarımı kullanabiliriz. Bunu başka bir blogta
anlatacağım.
VE EN BAŞTA ES GEÇTİĞİMİZ TEMEL BİR PROBLEMİMİZ DAHA VAR…
Mars dünyanın yer çekiminin yaklaşık olarak yüzde 38 i
kadardır ve bu da kas erimesi, kemik kırılması ve kalp sorunlarına sebep
olabilir. Bunu önlemek için astronotlarımız sürekli spor yapmalı ve düzgün
beslenmeliler ama az önce bunun ne kadar zahmetli olduğundan bahsettik.
Mars üssü kurmak mantıklı mı sorusuna geri dönersek de bana
kalırsa bu kadar uğraş ve zorlukta bir Mars üssü inşa etmek pek de iyi bir
yatırım olarak gözükmüyor. Tabii ki bunlar benim düşüncelerim ve
araştırmalarıma göre elde ettiğim sonuçlar.
Ama bütün bunlardan bahsetmiş olsak da en büyük sorunumuzu
başka bir blogta anlatacağım
O da anlatması en zor ve en derin olan Marsta kalan
astronotlarımızın psikolojisi olacaktır tabii ki…
Gayet güzel yazmışsın Cemil
YanıtlaSil��
Teşekkür ederim Hüseyin. Önereceğin bir konu olursa lütfen yaz.
Sil👍
YanıtlaSilKonuyu yazı dili ile akıcı ve öz anlatmışsın. Konuya gelirsek şu an bu projelerin fikir aşamasında olduğunu düşünüyorum. Kısacası daha işin başındayız. Şahsen bu projelerin gelecekteki durumunu kestiremiyorum ama bildiğim, inandığım tek bir şey var o da insanlığın hiç bir zaman geri atmadığıdır. Başarılarının devamını dilerim...
YanıtlaSilBu güzel yorumun için çok müteşekkirim Furkan.
SilGüzel bir yazı olmuş.Devamını bekliyorum.Başarılar
YanıtlaSilTeşekkürler Melih :))
Sil